içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Azeri Dr. Şair ve Felsefeci Adile NEZER (Adile Hasan Kızı NAZEROVA) Gözüyle Cahit GÜNAY ve Şiirlerinde SİTARE

Azeri Dr. Şair ve Felsefeci Adile NEZER (Adile Hasan Kızı NAZEROVA)

Gözüyle Cahit GÜNAY ve Şiirlerinde SİTARE

              

Cahit Günay’ın şiir dünyası farklı intibalar doğurur. Şiirlerde mekân bazen egzotik, düşünceler bazen ezoteriktir. Bu şiirlerde renklerin değeri de beklenmeyen anlamları ifade edebilmesidir. Şair bazen kelimelerle değil, renklerin diliyle konuşur. Anlattığı konunun kargaşasını tezatlarla netleştirir.

Şiirlerinde farklı estetiği birbiri ardına dolaştırır. Şairin “Sitare’ye Notlar” diye bir dizi şiiri var, - şiirler parantez içinde farklı isimlerle ayırt edilir. Sitare’ye Notlar (Sen Bir Gemisin); Sitare’ye Notlar (Firari Hayat); Sitare’ye Notlar (Pervanlar Ölür İssiz Şehir); Sitare’ye Notlar (Kırıldıkça Kanayan Sen); Sitare’ye Notlar (Özledim Seni); Sitare’ye Notlar (Ya Hu); Sitare’ye Notlar (Sen Olacağım); Sitare’ye Notlar (Günahında Demlenmek); Sitare’ye Notlar (Umutsuzum) vb.

Her şiirin kavram türü ve mısraları değiştirilmekte, “Sitare” düşüncesine yeni bir anlam kazandırılmaktadır. Antik çağın Hz. İsa’nın “Güzellik uyumdur” veya “Masumlar Güzeldir” formülüyle başlayan yol, Rönesans döneminin “Güzellik Bir Seyirliktir” öğretilerinden geçer ve hatta Çernişevski’nin “Güzel Bir Hayat” felsefesiyle devam eden bir yoldur şairin Sitare’si...

Bu dizi şiirlerinde şairin, hep ona doğru can atmalarını hasretini görmekteyiz.

 

Sitare,

Birlikte uyuyalım bu gece,

Sessiz bir deniz kokusuyla sevişerek

Düşüme kaçak girmelisin mesela,

Ben ıssız bir şehirken Stare,

Kehkeşanlar da küser zamana.

Aylak karıncalar yön tutamaz

Kendi izlerinden bile kaybolurlar uluorta…

Veya:

Ne olur bir haber yolla

Ellerin özlüyor mu ellerimi?

Gözlerim tutsak mı hâlâ gözlerinde

Dimağına saklanmış benimle

Dalıp dalıp gidiyor musun anılarına?

Ne olur bir haber yolla…

 

Şairin yolu her şiirde yeniden gitmek üzere Sitare’nin durağı oluyor.

“Sitare” şair için bir cennet hurisidir, bulutların üzerinde karar tutan melektir, bir yıldızdır, bir sevgilidir ve bir kurtarıcıdır.

“Sitare’ye Notlar” şiirinin merkezine, şiirin uzamsal yörüngesinin en yüksek yerine, bulutların üstüne getirilen melek, sevgili, yıldız şairin fehiminden değil, derin bir bilimsel sanat felsefesi anlayışıyla mısralara yansıyan bir imgedir. Şiirlerdeki Sitare’ye hitap eden teşbih ve tekrirler beklenmedik ve yenidir...

 

Gerçek sanılan düşlerim

Muamma gülüşlerim

Ah güneşim;

Yaklaştıkça yanışım,

Uzaklaşırken donuşum,

Umutsuzluğum, yıkılışım,

Karanlıkta fenerim…

 

Cahit Günay da bunu gerçeküstü tablosu “dünyanın yıldız ağı Sitare ‘de ağın arkasından görülen kozmik panoramaya yansıtmıştır.

Şairin çağdaşları da farklı zamanlarda onun yaratıcılığına ilişkin olumlu görüşlerini dile getirmişler ve sosyal medya üzerinden yapılan edebî tahlil ve yorumlarla şiirlerindeki özgünlüğü, yenilikçiliği ve farklı üslubu vurgulamışlardır. Şiirlerini okudukça Cahit Günay’ın sözleri (şiiri) de onunla aynı yaştaymış gibi geliyor bana. Bir insanın 1 yaşından sonra dilini açtığını, Cahit Bey’in ise 54 yaşında olduğunu göz önünde bulundurursak, şair olarak onun şiirsel imajını tek bir cümle ile ifade edebiliriz: 50 yıllık SÖZ!

Cahit Günay orta yaşlı olmasına rağmen düşünce ve fikirlerinde bir ak saçlıdır. Kalemi ne kadar güçlüyse, o kadar keskindir. Vatan, millet, milli ve dini değerler söz konusu olduğunda çekinmeden düşüncelerini açıkça, ama büyük saygı ile ifade eder. Belki mesleğinden dolayı Cahit Günay’ın duruşu ve hareketleri biraz ciddi ve katı olabilir ama bu katılığın arkasında çok şiirsel bir kalp, Allah, Peygamber, vatan, millet, kadın, evlat, aşk için çarpan yürek vardır. Aşk şiirlerinde bile vatan sözcüğünü kullanır, demek ki, Günay kalbinde kaleminde vatan sevgisi tüm sevgilere hâkimdir. Bu, “Gitme” aşk şiirinde görülür:

 

İhtilal namlusu doğrulmuş vatan,

Bir hilal uğruna çağrılmış vatan,

Gözlerin volkanla yoğrulmuş vatan,

Gözüme gözünü çatmadan gitme.

 

Milliyetçiliğin ve halk ruhunun yüceltilmesi, eserlerinin iç içeriğinden, genel ruhundan ve sanatsal estetik kalitesinden kaynaklanmaktadır. Bana göre Cahit Günay’ın şiiri, savaşçı ruhlu ve dini inançları olan Türk milletinin biyografisidir. Romantik bir ruha sahip şiirlerinin yanı sıra dini temalı şiirleri de sıklıkla mistik imgeler, efsanevi figür ve motifler içerir. Örneğin, “Sitare’ye Notlar” (Duy ve Hisset) şiirinde isim görünmese de gizli bir işaretle Allah’ın kendisiyle beraber yeryüzünü küfür ehlinden temizleyip adalet ve hak ile dolduracak olan Kaim’in (Mehdi aleyhiselam) gelişi arzu ediliyor.

 

Sana yazıyorum;

Kavgalarıma mağlup bütün benliğimle

Hayalini kurduğum,

Mavi umutlarımı da elimin tersi ile iterek

Lümpen safirlerin vadettiği

Yalancı fecirden çok uzakta

Tanrının kutsallığını yaşarcasına

Sensizliğin zemherisini yaşıyorum bu aralar…

 

…Ey yâr,

Varlığın ruhuma azap

Yokluğun kendime isyanım şimdi

Hayat iki başlı ejderha,

Bir yanı kadrolu tövbekâr,

Diğer yanı

Gözlerinde tebessüm arar…

 

Şair, “Sitare’ye Notlardan” adlı şiirinde merhum babasına olan sevgisi ve hasretiyle yazdığı şiirde vicdani görevi gereği bu bölgedeki acı gerçeği anlatmış ve olayın mahiyetinin tam olarak anlaşılması için o trajedide elemli hakikati, babasız doğan çocukların olduğunu hatırlatmıştır:

 

Yanımda kabul olmuş duaların en güzeli Nisam

Karşımda Söğütlü’ye inat

Hayallerime gözyaşlarıyla

Abdest aldıran anam,

Ve Gül kokulu bağlarına

Kayralı umutlarımı ektiğim

Eylül’ün hazan yüklü sevdalarını da kuşanıp Sana gelmek…

…Sahi sen yokken,

Neden? Taşduvarlar üstüne gelir insanın

 

… Yer beton, gök beton,

Bütün ruhsuzluğu ile

Üstüme geliyor

Akrebin kıskacında zaman,

Oysa ben,

Kuşlar bile unutmuşken ötmeyi.

Utanıyorum, babasız doğan çocukları düşünürken,

Özledim diyemiyorum ulu orta…

Ama anla olur mu?

Özledim seni, çok özledim.

 

Cahit Günay, ömrünü Türk milletinin varlığına ve birliğine adamış, Atatürk ilke ve inkılaplarını özümsemiş, ikinci gündemi olmayan bir Bozkurttur. Bu kitapta Cahit Günay’ın hasret ve hicranla ilgili şiirleri toplanmış olsa da, genel olarak, o, şiirleri le çağdaş nesle vatan, millet, Allah sevgisi duygusunu aşılamakta olan Mehmet Akif Ersoy’un, Namık Kemal’in, Süleyman

Nazif’ın, Ahmet Haşim’in, Ahmet Cevat’ın, Ziya Gökalp’in, Hüseyin Nihal Atsız’ın yolunda yürümeyi ilke edinmiş, onlardan sonra vatan şairi sıfatına uygun gelen şairlerden biri olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ondaki bu vatan bilinci ve muhabbetinin gelişmesinde o şairlerin de muhakkak önemli bir rolü olmuştur. Tabii ki, yaşadığımız devrin olayları da onun vatan konulu edebiyata yönelmesinde, fikirlerinin önemli mihveri olmuştur, hatta ülke dışına da taşan bazı şiirleri var ki, bunlar da onun şiirli faaliyet ve mücadelelerinin asıl dinamiğini teşkil eder. Cahit Günay, “Vatan sevgisi doğmadan başlayıp öldükten sonra da devam eden”

Değerli bir vatandaş, ateşi yüreğinden taşan ateşli şiirleriyle ülkesinin özgürlüğü için ağlayan değerli bir şairdir.

 

Alışkın değilim saraya köşke,

Görmeseydim böyle dünyayı keşke,

Yoldaş eylemişler köz ile meşke,

Ömrümü kül etti neresi benim.

 

Cahit Günay’ın yaratıcılık dünyasına kısa bir yolculuk yapılarak damarlarında kana dönüşen millî vatanseverlik duygusunun canlandığı kanaatine varılabilir. Şairin eserleri günümüz okuru için çok önemlidir. Bu nedenle millî düşüncesiyle edebî faaliyetini başarıyla sürdüren şairin fikirleri günümüz okurları tarafından büyük bir sevgi ve güvenle karşılanmaktadır. Cahit Günay’ın şiirlerini okumak, tanıtmak ve hatta öğretmek bu açıdan uygundur.

 

Adile NEZER (Adile Hasan Kızı NAZEROVA)

Azerbaycan Cumhuriyeti Eğitim Enstitüsü Araştırma Görevlisi - Filoloji Felsefe Doktoru - Azerbaycan Yazarlar Birliği Üyesi - Şair

Bu yazı 171 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI