içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

VUSLAT NEDİR? VUSLAT’A DAİR TEŞEKÜRÜ HAK EDENLER

 

VUSLAT NEDİR? VUSLAT’A DAİR TEŞEKÜRÜ HAK EDENLER

 

Vuslat; hilalin yıldızı sarmalaması, bayrak ve minarenin gökyüzünde birbirini özgürce selamlamasıdır.

Vuslat; Kâbe yollarındaki keçe, Türk topraklarında özgürlüğün adı olan Cuma Namazıdır.

Vuslat; Çin sarayında Kürşad, Terter'in mayınlı yollarında Mübariz, Kafkasya'da Şeyh Şamil, Doğu Türkistan'da Osman Batur, İzmir'de Hasan Tahsin, Feti Sekin, Fırat Çakıroğlu sevdasıdır.

Vuslat; Süleyman Şah Türbesi, Güney Azerbaycan, Doğu Türkistan, Gökoğuz, Musul, Kerkük, Halep, Selanik, Bakü, Taşkent, Astana, Bişkek, Aşkabat, Lefkoşa, Karabağ, Tebriz kısacası onlara akacak can suyuna açılan Atatürk'ün umudu Turan kapısıdır.

Vuslat; Bumin Kağan için Ötüken sırtlarında filizlenen Göktürk Devleti, Fatih Sultan Mehmet Han hazretleri için

İstanbul, Mustafa Kemal içinde Türkiye Cumhuriyeti Türk devletidir.

Vuslat; Enver'de, Gökalp’te, Atsız'da Türk ülküsü, Abdülhakim Arvâsî ve Şeyh Edebali hazretlerinde İslam ahlakıdır.

Vuslat; Gülizar’da tomurcuk, Lalezarda gelinciktir. Vuslat; Tanrı'nın hediyesi olan Kayra'nın sabahlara gül kokusunda uyanması, Pınarbaşı’nın çayı bardakta üşüten Eylül-i akşamlarıdır.

Vuslat; Büyük Taarruzun dört gününü aç ve susuz geçiren Paşa’nın, dördüncü gününde "çocuk varsa bir parça ekmek biraz da beyaz peynir getir" demesi, Çetmeli Ali çavuşun çocukken evde bıraktığı evladıyla Kocatepe’de karşılaşıp oğlu Mehmet'in kucağında anıtlaşması, Baba ile oğulun düşmana Erzurum tabyalarında silah çatıp, Türk askerinin Gelibolu’da savaşırken düşmana sigara ikramıdır.

Vuslat; mermilerin gökte dudak dudağa öpüşüp nikah tazelemesi, doktorun cephede yaralı getirilen oğlu ve diğer hastalar arasındaki vicdani bir imtihanı, ahlâkî bir tercihidir.

Vuslat; Sakatların İsmail'in her geçen gün daha da parlayan nurlu yüzü, Çiglitepe’de Albay Reşat'ın ölümü öldüren sözüdür.

Vuslat; İlham'ın, Ferize ile cennette karşılaşması, yeryüzüne 30 Haziran'ı sevgiler günü olarak ..ikramı ve emanetidir.

Vuslat; Mustafa Kemal'in "Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yanyana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlâtlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlâtlarınız bizim bağrımızdadır.

Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlâtlarımız olmuşlardır.’ sözüne karşın ‘Bir Anzak Annesi’nin" Gelibolu topraklarında yitirdiğimiz evlatlarımızın acısını, alicenap sözleriniz hafifletti. Gözyaşlarımız dindi. Bir ana olarak bana, bir güzelim teselli bahşetti. Yavrularımızın sonsuz uykularında, huzur içinde dinlendiklerinden hiç kuşkumuz kalmadı.Majesteleri kabul buyururlarsa bizler de kendilerine Ata demek istiyoruz sözleridir

Vuslat; Ötüken bozkırlarında at koşturup, Altay dağları eteklerindeki İrtiş ırmağında serinlemek, Orhun, Selange, Lena ve Yenisey'in soğuk sularında abdest almaktır.

Vuslat; Yavuz ile Şah İsmail'in çocuklarının kandaşlığı, kardeşliğidir.

Vuslat; Alp Er Tunga'nın torunu Tomris Hatun, Kurmancan Datka, Terken Hatun, Raziye Begüm Sultan, Nene Hatun, Zübeyde Ana ve binlerce bayrağı, güneşi doğuran Türk kadınının hayalidir.

Vuslat; yöneticiler için, On kişilik işi üç kişinin sırtına yükleyip yaptırdığı işle övünmek değil o üç kişinin vebali ile uyuyamamak, kendisine üstleri tarafından yapılan haksızlığa isyan edip, altlarına da aynı haksızlığı yapmak değil, hesap gününü düşlemek, Sahipsizinde bir sahibinin

olduğunu bilmek, sahipsize sahibi hatırına sahip olup, onların haklarını korumak, hulâsa; değil haklıya, haksıza

bile adaletle hükmetmektir.

Vuslat; "bir sabah ezanıyla sevdalarını pusatlandığımız Sevdalıklarımızın huzuru için bedenlerimizi toprağa, kanımızı bayrağa, hayallerimizi rüzgâra emanet edip gittik. Başka verecek bir şeyimiz de yoktu zaten, öğle vaktine apar topar yetiştirilmiş. Cenaze namazlarımızdan başka" Diyebilen şehidin İsmail'ce adanmışlığı ve Türkçe sevdasıdır.

Vuslat; Türk kültürüne hizmet etmeyi nasip eden yüce Tanrıya hamt, yüce Tanrıya Türk-çe şükürdür.

Vuslat; Türk'e alın yazı, hiç olma makamına erip sevgiliyle kavuşma, vuslat Kızılelmadır.

Vuslat; Hicran vaktinden sonra, doğan güneş,Vuslat zamanından sonra, kara düşen cemre (Devletin

Kızı) adlı romanı bekleyiştir.

Vuslat "VUSLAT ZAMANI" ve “HİCRAN VAKTİ” adlı kitaplar ile iki bin gönüle dokunmuş olmanın mutluluğunu yaşadıktan sonra, yeni sevda rüzgârları ile dört bin gönüle daha ulaşabilme heyecanıdır. Bu vesile ile her zaman yanımda olduğunuza inandığım siz değerli okuyucularım başta olmak üzere sizlerin nezdinde, bundan önceki kitaplarımdan da olduğu gibi ilk günden bu güne yanımda olduklarını hissettiğim; son dönemin parlayan yıldızı Efsus yayınlarının kıymetli çalışanları ile birlikte yönetim kurulu başkanı can gardaşım Ahmet Ateş Bey'e, Edebiyatımızın gönül hamalı Mansur Ekmekçi Bey’e, Hecenin sultanı Safiye Samyeli hanımefendiye, kitaplarımızın kapak çalışması için günlerce uğraşıp hayallerimi kâğıda döken şair, yazar, Azerbaycan'ın birçok uluslararası ödüllü ressamı can ağabeyim Sehran Allahverdi ile Ressam Eda Özsoy’a ve Ressam, Akademisyen, Heykeltıraş Ahmet Akkurt’a, Elazığ geçmiş dönem Trafik Şube Müdürü Cengiz Yeğen’e, hemşehrim olması ayrı bir gurur kaynağım, Fırat Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Arslan’a, Azerbaycan Cumhuriyeti Eğitim Enstitüsü araştırma görevlilerinde, Filoloji üzerine Felsefe Doktoru Azerbaycan Yazarlar Birliği üyesi, Şair, can dost Adile Nezer’e (Adile Hasan Kızı Nazerova) Elbistanın gönül sofrası geniş şairi, kıymetli büyüğüm Mehmet Gözükara’ya, Adana Kahramanmaraşlılar Derneği Yönetim Kurulu üyesi iş adamı Ali Mansar Samancı kardeşime, can dost iş adamı, Amca Mehmet Bozkurt’a, kıymetli kardeşlerim diş doktorları Furkan Konuş ve Mehmet Raşit Atik beylere, benim çeyrek asrı geçen dostum, arkadaşım, kardeşlerim olan; Türk Habersen Genel Başkanı ve Kamu sen Genel Başkan Yardımcısı Yücel Kazancıoğlu’na, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Arslan'a, İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi çocuklarımın reis amcası Prof. Dr. Hasan Aydemir’e, büyük ve küçük ailemin tüm bireylerine ayrı teşekkür ederim.

Türkçeden başka bir dil bilmeyen beni, Türkçe anlayıp, Türk kültürüne hizmet etme onurunu nasip eden yerin- göğün, hayrın- şerrin, malın- mülkün sahibi her dili bilen yüce Tanrıya hamdüsenalar olsun. Selâm olsun vuslatını bekleyenlere, selâm olsun vuslatın erenlerine.

    Gön yüzüne yeni çıkmasına rağmen çok kısa sürede büyük bir okuyucu kitlesine ulaşan kitaplarım için gerçekten herkese müteşekkirim.

 

Okuyucularımıza NOT:

Elbistan Gündem Haber Yazarımız Cahit Günay’ın “Vuslat zamanı” ve “Hicran Vakti” adlı kitapları her biri iki kitap olacak şekilde revize edildi.  "Son gece" ve "Sitraye Notlar" isimleri ile yeni çıkan kitapları da bir kez daha büyük ilgiyle karşılık görmeye devam ediyor.

Bu yazı 1125 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI