-
İsmet GEDİK
Tarih: 17-10-2024 23:57:00
Güncelleme: 17-10-2024 23:57:00
ANLADIKÇA
Hayat koşuşturması içinde bazı insanların işi aceledir bazılarının olmayabilir. Zaman herkes için çok değerli, kimsenin bir başkasının zamanını çalmaya hakkı yok. Bir gün okul yemekhanesinde yemek sırasındayım. Uzun bir yemek sırası oluşmuştu. İkişerli üçerli öğrenciler konuşuyor. Sonradan gelen öğrencilerden bazıları arkadaşlarına bir şeyler sorma bahanesi ya da hiç kimse yokmuş gibi ön sıralara doğru gidiyor ve orada kalıyor, kaynak yapıyor yani. Uyanıklık yapıp sırayı beklemeden yemeklerini yiyecekler.
Kaynak yapanlardan işi acele olan var mı bilmiyorum. İşi acele olan medeni bir şekilde izin alsa sırasını vermeyen olmaz zannedersem. Arka sırlardan, rahatsız olanlar kendi aralarında kendi kendine konuşuyorlar. Bazen kaynak yapanların duyacağı yükseklikte konuşanlar oluyor. Bu sesi duyanlar ne yapıyor? Duymamış gibi arkalarını dönenler, umursamayanlar, arsızlığa vuranlar gülümseyerek geçiştirenler oluyor. Şöyle bir baktım, hepsi pırıl pırıl insanlar. Ülkenin geleceği, umudu, yarının aydınları. Ama kendilerine yakışmayan davranışlar yapıyorlar.
Belki de ön yargıydı benimki: Dıştan güzel görünenin içinin güzel, çirkin görünenin de çirkin olacağını sanmak. Güzellik ve çirkinlik anladıkça değişiyordu. Bu güzel görünen insanlar başkalarının hakkını çalarak çirkinleşiyorlar. Bazen de dış görünüşü güzel olmayan biriyle karşılaştığımızda yüz çevirip gideriz. Oysa o kişiler nezaketiyle, davranışıyla, hayata bakışıyla, insanlığa hizmetiyle bizi şaşırtır; utanırız önyargımızdan.
İlk okuduğunuzda bu ne kadar basit bir konu diyebilirsiniz. Ancak başkasının hakkına saygı duymak ve medeni bir dünya kurmak küçük adımlarla başlar, büyüyerek devam eder. O gün o yemek sırasında şu mısralar döküldü dilimden.
Anladıkça
Tanrım;
Ne kadar güzel insanların var
Ne kadar çirkinleşiyor
Baktıkça anladıkça...
Ve ne kadar çirkin insanların var
Ne kadar güzelleşiyor
Baktıkça anladıkça...
“İnsanların hepsi güzel aslında, çirkinleşmek de güzel kalmakta insanın kendi elinde.”
İsmet Gedik (Öğretmen – Şair – Ozan)